Modern hayatın hızı, stres, teknoloji kullanımı ve düzensiz yaşam alışkanlıkları, insanları uykusuz bırakıyor. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de milyonlarca kişi uykuya dalmakta zorlanıyor, sık uyanıyor ya da sabah dinlenememiş şekilde kalkıyor.
Uzmanlar, uyku bozukluklarının depresyon, anksiyete, hafıza problemleri, bağışıklık sistemi zayıflığı ve hatta obeziteye yol açabileceğini belirtiyor. Özellikle gençlerde gece geç saatlere kadar sosyal medyada kalma alışkanlığı, biyolojik ritmi olumsuz etkiliyor.
Uyku hijyeni kavramı bu noktada devreye giriyor. Yatmadan en az bir saat önce ekrana bakmayı bırakmak, kafein tüketimini azaltmak, karanlık ve sessiz bir ortamda uyumak gibi önlemler, kaliteli uykunun anahtarı olabilir.
Türkiye’de uyku kliniklerine başvuru sayısı her geçen yıl artıyor. Bu durumun toplumsal üretkenlik üzerinde de etkisi var. Dinlenemeyen birey, hem verimliliğini düşürüyor hem de uzun vadede sağlık sistemine yük getiriyor. Bu nedenle uyku, bir lüks değil, temel bir ihtiyaç olarak görülmeli.
